Fethullah Gülen: Kürtlerin Köklerini Kes-Kurut

Gülen, Kürt Toplumsal Hareketinin tasfiyesi edilmesi gerektiğini belirtirken şunları diyor: “…30 senedir, ayıptır yani ardır bu, mevcudiyetleri ne kadardır bunların, diyorlar ki dağda 500 kişi var, haydi 5000 olsun, haydi 50 bin olsun, e canım bir milyona yakın şeyiniz (askeriniz) var sizin, o kadar emniyet teşkilatınız var, yani istihbaratınız var, ayrı ayrı birbirinden farklı 3-4 tane istihbarat var. Türkiye’de isimlerini söylemeyeceğim ben onları, sonra dünya istihbaratıyla müşterek projeleriniz oluyor. Bunları yerli yerinde tespit edin, o projeleri uygulayın, bir avuç eşkıya hakkından gelin, onları lokalize edin, kuşatın onları, toplum üzerindeki teshirini kırın, o topluma da emniyet ve güven vaat edin, onların onlara aldanmalarına baskı altında kalarak Irak’a gitmelerine meydan vermeyin” diyor.


Gülen, Kürtlerin nasıl asimile edilmesi gerektiğini de anlatıyor. Misyonerlerin görevlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Sağlık, eğitim, diyanet, emniyet, ekonomik gibi alanlar esas alınarak asimilasyon sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirtiyor Ayrıca bu örgütlenmeyi yapacak ve Kürtleri asimile edecek gönüllülerin de Kürtlerden seçilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu gönüllülerin zamanında oraya gönderilmediği için hayıflanıyor ve eleştiriyor. Asimilasyonun da, bölge halkının diliyle yapılması gerektiğini de belirtiyor. Yani Kürtleri anlayabilecek, yönlendirebilecek, rahat iletişim kurabilecek insanlara ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Kürtçe bilen veya Kürt olan insanlardan kadrolar oluşturarak, Kürtlerin kendi iç asimilasyonunu sağlamak gerektiğine özel bir vurgu yapıyor. Bugün Gülen cemaati bu süreci tamamlamak için bütün gücünü kullanıyor ve Kürt coğrafyası tam bir kuşatma altına alınmış bulunuyor.

Kürtlerin toplumsal dinamiklerinin kırılmasının ana unsurunun gerillanın tasfiyesinden geçtiğini bilen Gülen, gerillanın toplumsal gücünü gölgelemek istiyor. Bugün devletin kullandığı argümanların tamamını kullanıyor. Kürt sorununun bölgesel bir sorun olduğunu göz ardı ederek, gerilla güçlerini başka ülkelerin yönlendirdiği bir güç olarak gösteriyor.

Böylelikle hedef tahtasına oturtuyor: “Bir de sizi çekemeyenler bölgedeki insanlar vardır. Şimdi dağda bulunanlar nerede bulacak o kadar silahı, nerde bulacaklar bu kadar imkânı, dağ doğurmuyor ki onları, mutlaka birileri onlara yardım ediyor. Sizi dize getirmek için pazarlığa oturtmak için bir pazarlık ortamına çekmek istiyorlar, onları kullanıyorlar, size karşı milletimize bir düşmanlık daire oluşturulmuş. Bu kadar kolay değil bunlar. Böyle çepeçevre kuşatılmış durumu karşısında millet çok tepkinli hareket edilmeli.” Kürt gerilla güçlerinin bölgesel güçler tarafından kullanıldığı ve desteklendiğini belirten Gülen, devletin yeni saldırılar devreye koymasını istiyor. Özellikle Kürt toplumunun ‘ıslah edilmesi’ yani teslim alınması için birçok öneri sunuyor.

Sisteme teslim olmayan ve hakları için mücadele edenler için de fetva veriyor: “Allahım, altlarını üstlerine getir, birliklerini boz, evlerine ateş sal, feryadı fügan sal, köklerini kes, kurut ve işlerini bitir.” Aslında burada devlete mesaj veriyor. Islah olmayanlar dediği mücadele hakları ve politik güçlere karşı köklerinin kesilmesi, kurutulması ve işlerinin bitirilmesi talimatını veriyor. Bu talimat ordu ve polis güçleri tarafından büyük bir kararlılıkla uygulanıyor. Kürtlere her gün bombalanıyor. Çocuklarına karşı kimyasal silah kullanılıyor.

Türkiye’de sistemin bütünlüklü tek yöneticisi aslında Fethullah Gülen’dir. Bugün Türkiye’de ne uygulanıyorsa, Gülen’in talimatları çerçevesinde yapıldığı anlaşılıyor. Örgütlenme stratejisi ‘Kuvvet Dengesine’ göre belirleniyor. Önce güç biriktirmek, sonra kurumsal yapıları ele geçirmek. Bunu önceliklere göre sistem kurumlarında uygulayıp başarmak. Bunu sağlarken de iç dengelere göre önceliklerini belirlemeyi esas alıyor.

Sistemin bütünlüklü olarak ele geçirilmesi için Kürtlerle ilişkilerine hep dengeli yaklaştı. Sanki Kürtleri destekliyormuş gibi bir izlenim verdi. Özellikle AKP 2002 yılı seçimlerini kazandıktan sonra bunu çok daha planlı ve bilinçli olarak yaptı. Sistemin en zayıf halkası ve ordunun iktidar gücünü sağlayan en önemli halkası Kürt meselesiydi. Bütün hükümetler, Kürt politikasındaki başarısızlıkları nedeniyle silindiler. Gülen bu gerçeği bilen en iyi kişidir. Bu bakımdan sistem kurumları içerisindeki örgütlenmesini tamamlamak için Kürt Toplumsal Hareketiyle iyi geçinme taktiğini izledi ve bunun en önemli halkası da sorunu çözecekmiş gibi bir politik hava yaratması oldu.

Gülen’in sistemi ele geçirmesi stratejisi başarılı bir şekilde uygulandı ve artık kendileri bakımından süreç esasen tamamlandı. Kürtlere yönelik belirlediği esas politikalarını uygulamaya koydular. Devlet gücü haline dönüşen Gülen Cemaati, Kürtlere yönelik belirlediği politik stratejiyi AKP aracılığıyla uygulamaya koydu. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, Gülen’in belirlemiş olduğu politikaları yaşama geçirmekle mükellef.

Gülen, geçmişte bunu özel kuryeler göndererek yapardı. Bugün medya ve görsel araçları kullanarak kasetlerle yapıyor. Yakın bir gelecekte Türkiye’ye gelerek doğrudan söz konusu müdahaleleri yapacak. Belki de önümüzdeki yıl Türkiye’ye gelecek ve yeni roller üslenecek.
Özellikle Kürt toplumuna yönelik çok yönlü saldırıların talimatları Gülen tarafından veriliyor. Hükümet ve Genelkurmay tarafından da fiilen uygulanıyor.

ABD’nin tescilli ajanı Gülen’e bel bağlayanlar daha çok hüsrana uğrayacaklardır.

Mustafa Peköz

Delete this element to display blogger navbar

 
© 2010 Sansürsüz Gerçekler | Powered by Blogger | İletişim | Gizlilik Sözleşmesi | Kurallar | Rss | Online Sohbet