Featured

Sansürsüz Gerçekler Youtube video kanalı >>> www.youtube.com/SansursuzGercekler

Fethullah Gülen: Kürtlerin Köklerini Kes-Kurut

Gülen, Kürt Toplumsal Hareketinin tasfiyesi edilmesi gerektiğini belirtirken şunları diyor: “…30 senedir, ayıptır yani ardır bu, mevcudiyetleri ne kadardır bunların, diyorlar ki dağda 500 kişi var, haydi 5000 olsun, haydi 50 bin olsun, e canım bir milyona yakın şeyiniz (askeriniz) var sizin, o kadar emniyet teşkilatınız var, yani istihbaratınız var, ayrı ayrı birbirinden farklı 3-4 tane istihbarat var. Türkiye’de isimlerini söylemeyeceğim ben onları, sonra dünya istihbaratıyla müşterek projeleriniz oluyor. Bunları yerli yerinde tespit edin, o projeleri uygulayın, bir avuç eşkıya hakkından gelin, onları lokalize edin, kuşatın onları, toplum üzerindeki teshirini kırın, o topluma da emniyet ve güven vaat edin, onların onlara aldanmalarına baskı altında kalarak Irak’a gitmelerine meydan vermeyin” diyor.

Devamın oku

Faşizm Gerçekleri

Cahillerin kendine güvenini seyretmek insana dehşet veriyor gerçekten…

Ama onları rüyanızda seyretmiyorsunuz ne yazık ki…

Gerçekliğin tam ortasında seyrediyorsunuz ve kalakalıyorsunuz…

Cahillerin ideolojisi de olmuyor ama pratikte her zaman faşizme kayıyorlar.

Cahillerin okumuşu var okumamışı var…

Bunlar okumamışlar mı acaba?


Devamın oku

PKK İçindeki İnfazların ve Faili Meçhullerin Hesabını Kim Soracak?

Terör örgütü PKK'nın, kuruluşundan (1978) bugüne dek binlerce üyesini, hiçbir ciddi dayanağı olmayan bahanelerle infaz ettiğini, örgütten ayrılan militanların ve sorumlu düzeydeki kadroların açıklamalarından öğreniyoruz.

Devamın oku

Afganistan: Batı’nın Kazanamayacağı Savaş

Her gece 40 baskın gerçekleştiriliyor. Bu saldırılar, bugüne dek icat edilmiş en gelişmiş silahların bazılarının dağıtımını yapan dünyanın en zengin ulusu tarafından yönetiliyor ve dünya üzerindeki en fakir uluslardan birini hedef alıyorlar. Ancak onlarca yıl sonra, zenginlik ve silahlar kaybediyor. İşte bu 2011 Afganistan’ı.

Devamın oku

Kurt Puslu Havayı Sever

Bugün, “Ortadoğu’nun Karizmatik Lideri” olarak Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası arenada yükselişe doğru geçti. “One minute” çıkışıyla Arapların “kalbini” fetheden lider, uluslararası medya kuruluşlarının da merceği altında. Karizmasının altında yatan nedenler, üst düzey “imaj” çalışmalarıyla perçinlendi.

Oysa bir prompter’dan içeri bir de prompter’dan dışarı bir Başbakan vardır, onu henüz keşfedemediler.

Devamın oku

Empati... Başka Çare Yok!

Ekonomik ve sosyal gelişmeler üzerinden bir ülkeyi okumak normaldir de, aynı ülkenin yarısının sanki o ülke ile ilgisi yokmuş gibi veriler üretmesi nasıl okunur buna kafa yormak gerekiyor artık. Bu durumun spekülasyonla ilgisi yok. Bu durum , gerçek ve neredeyse onlarca yıldır alışılmış.

Devamın oku

Adolf Diye Biri

Hayatının bir bölümünü bildiğimiz fakat diğer bölümünü hiç bilmediğimiz tarihi bir karakter vardır ki, zaman zaman hatırlar, artılarını ve eksilerini düşünür, muhasebe yapmaya yeltenirim. 20 Nisan 1889 senesinde Braunau am Inn'de dünyaya gelen Adolf Hitler'in hayatının incelenmeye değer bir süreç olduğuna inanmaktayım. Benito Mussolini'nin Roma yürüyüşünü taklit ederek 9 Kasım 1923 tarihinde Munich'de hükümeti devirmek için yaptığı çıkışda, ordu ve polisden destek bulamayınca Bavyera hükümeti tarafından yakalanıp 5 yıl hapis cezası ile hüküm giyen Adolf Hitler, Landsberg hapishanesine gönderilmiştir.

Devamın oku

İyi İnsanların Yol Açtıkları Kötülükler

1

Yüz yıl kadar önce herkesin çok kötü bir insan olarak tanıdığı Jeremy Bentham adında bir filozof yaşadı. Daha çocukken adını ilk duyduğum anı bugüne kadar hiç unutmadım. Bu, Muhterem Peder Sydney Smith’in, Bentham’ın insanların ölmüş büyükannelerinden çorba yapmaları gerektiğini düşündüğü yolundaki sözlerini duyduğum andı. Böyle bir uygulama bana aşçılık yönünden olduğu kadar ahlak yönünden de tatsız gelmişti. Bu nedenle Bentham hakkında kötü bir kanaat edinmiştim. Bu sözlerin, saygıdeğer insanların erdem uğruna söyleme alışkanlığında oldukları sorumsuz yalanlardan biri olduğunu çok sonraları keşfettim. Bundan başka, Bentham’a karşı gerçek suçlamanın ne olduğunu da anladım. Aşağı yukarı şöyle bir şeydi:

Devamın oku

Bozulan, Düzelen, Tutturulamayan Ayarlar

Kapitalizmin krizleri, tarihsel olarak sistemin pürüzlerini temizlemek, onarmak ve böylece sermaye birikimi ve büyüme süreçlerini canlandırmak işlevi görmüştür. 2008-2009 krizine de iki önemli “pürüz” yol açmıştı. Bunları hatırlatalım ve sorgulayalım: Kriz sayesinde bu türden bir “onarım” gerçekleşti mi?

Devamın oku

Neden Kapitalizmde Ahlak İstisna Ahlaksızlık Kuraldır?

Şeyleri adıyla çağırmamak bir yalan söyleme yöntemidir. Kapitalizm denmiyor da "ekonomi" veya "piyasa ekonomisi" deniyor. Dolayısıyla söze yalanla başlanıyor. Eğer kapitalizm denirse, sömürü, yağma, talan, kolonyalizm ve emperyalizm, ekolojik yıkım gibi kelimelerin ve kavramların imâ edilme riski vardır. Dolayısıyla işin tadını kaçırmanın âlemi yok. Böylece kapitalizm denilen musîbetin insanlığın normal hali olarak görülmesi, öyle algılanması amaçlanıyor...

Devamın oku

Marksizm İle İslam Uyumlu Mudur ?

Bir süre önce eski bir öğrencimden bir mail aldım. Paragraflarından biri şöyle:

Efendim, ben marksist düşünce ekolüne mensubum. Bu nedenle de doğal olarak komünist/sosyalist toplumdan yanayım. Lakin dogmatist biri değilim. Her daim eleştiriye duyarlı olmaya çalışıyorum. Ve bana göre Marksizme doğru yaklaşım biçimi de budur; insan toplumlarını bilimsel ve objektif olarak, her türlü kişisel önyargılardan uzak bir biçimde ( ya da en azından minimum önyargı ile ) analiz etmek için... Gelgelelim, ben aynı zamanda bir müslümanım.

Devamın oku

PKK'nin Demir Maskesi TAK

Ankara patlamasını TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) adlı örgüt üstlendi. TAK’ın 2003 yılında Kandil’deki bir “Askerî Konsey” toplantısında kurulduğu bugün artık biliniyor. Örgütün eski yöneticilerinden Hıdır Sarıkaya ile Nizamettin Taş’ın açıklamalarına göre TAK’ın fikir babası PKK’nın etkili isimlerinden Cemil Bayık. Ancak örgütün diğer yönetici isimleri de bu kuruluşa onay vermiş.

Devamın oku

KHK: Eğitim Alanında Son Carpışmaya Doğru

Yeni Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bakanlık sorumluluğu ile en üst düzeyden yöneticisi olduğu eğitim alanına hızlı bir giriş sergiledi. Kamuoyunun son dönemde “intihalci” bakan olarak tanıdığı Ömer Dinçer, geçmişinde Refah Partisi döneminde kişisel olarak eğitimin dini temelde düzenlenmesinin savunucularından biri olarak kalıcı kitap referanslarına sahip olan ve AKP hükümetinin eğitim alanında vazgeçmediği ve eleştirilere karşı savunageldiği isimlerden biri. Eğitimin “Davutoğlu”su olarak Ömer Dinçer’in bugünkü bakanlık rol ve görevinin ve bu temeldeki icraatının ise, dar bir “İslamcılığın” çok ötesinde bir hedef derinliğine sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Devamın oku

Din ve Düşünce

Türkiye’de bugün fanatizmi sinsice kurmaya çalışanlar, aydınlanmayı simgeleyen en küçük bir kıvılcımı bile söndürmeyi görev edinmişlerdir. Ancak kendisini her gün yenileyen insan, uzun vadede dinlere ve dogmalara gerek duymayacaktır.

Devamın oku

Kaosun Kıyısındaki Dünya

Kapitalizmin krizi o kadar çok derin ki neoliberalizmin ideologları, ABD ve Avrupa Birliği liderlerine kadar herkes bu gerçeği kabul ediyor. Uçuruma doğru yuvarlanmayı durdurmak için bir çözüm bulamamaları nedeniyle korkuya kapılmış durumdalar: tünelin sonundaki ışığın görünmesi için boş yere çırpınıp duruyorlar.

Devamın oku

Arap Baharı Gerçekleri

“Arap Baharı” terimini kim üretti? Araplar mı? Hiç zannetmiyorum... Bu soru aklıma, Türkiye’nin en çok seyredilen TV kanallarında, gerçekte onlar için “korkunç” olmasına rağmen, “devrim” sözcüğünün çok kullanıldığını fark ettiğimde geldi.

Devamın oku

ABD, Türkiye'nin İsrail Düşmanlığından Neden Memnun?

Bu Dış Politikayla Bu Fatura Çok Büyür!

Başbakan Erdoğan, Mısır, Tunus ve Libya’ya doğru sefere çıktı! Herhalde bir padişah edasıyla bu ülkeleri dolaşıp gelecek. En çok da İsrail’e meydan okumayla övünüp aynı minval üstünden konuşacak. Ancak o bu kısa geziyi sürdürürken bile, Türkiye’ye Erdoğan ve hükümetinin dış politika faturası hızla büyümeye devam edecek gibi.


Devamın oku

Falaka, Elektrik Verme, Testis Sıkma = 12 Eylül 1980

Bundan 31 yıl önce, saat 03.00'da Kenan Evren başkanlığındaki cunta yönetime el koydu. Kurumsallaşması nedeniyle etkisi hala süren 12 Eylül darbesi, on binlerce kişiyi mağdur etti. 12 Eylül'ün en gaddar yüzü ise cezaevleri oldu. Onlarca kişinin işkenceyle öldürüldüğü cezaevlerinden sağ çıkanlarda ise o dönemin yaraları hem bedenlerinde hem yüreklerinde hala taptaze.

Devamın oku

12 Eylül İşkencehaneleri

12 Eylül dönemini anlatan bilançolar bir savaş bilançosunu andırıyor. Gözaltına alınan ve tutuklanan sayısı bu kadar fazla olunca devletin elindeki karakollar yetmedi ve birçok ilde okullar, et ve balık kurumları, Yol Su Elektrik Kurumları (YSE) işkencehaneye dönüştürüldü.

Devamın oku

"Tarım Emperyalizmi" Afrika'yı Aç Bıraktı

ABD’li ‘kapitalist akıl babası’ Henry Kissinger şöyle buyuruyor;


‘Gıdayı kontrol ederseniz insanları kontrol edersiniz’

Yeryüzünde, matematiksel olarak herkese yetecek miktarda gıda üretiliyor. Tarımın makineleşmeyle geliştirilmesi, verimin arttırılmasına yönelik bilimsel araştırmalar ve sulu tarımın yaygınlaşmasıyla insanlık tarihinde öncesi görülmemiş bir gıda üretim ve bolluğu söz konusu. Hatta kişi başına düşen gıda miktarının yaklaşık 2,5 kg olduğu göz önünde bulundurulursa, açlığı bir kenara bırakın, insanlar dengeli beslenecek ve belki de aşırı kilolarından yakınacaklardı. Fakat, gerçekler ve mevcut durum bunun tam tersi.

Devamın oku

Bir NATO Gücü Olarak Yeni Osmanlılar

Arap dünyasının etkili yayınlarından Lübnan gazetesi Dar el Hayat´ta yazan Mustafa Zeyn (Mostafa Zein) AKP´nin bölge politikasını değerlendirdi: “Erdoğan´ın Davos´ta Şimon Peres´e karşı tutumu, Gazze savaşındaki tutumu sadece kendisini ABD ve Avrupalılardan ayrı tutarak bölgede bir rol oynama çabasından ibaret. Bu onun Avrupa ve ABD´nin çıkarlarından ayrılacağı anlamına gelmez...”

Devamın oku

Militarizmi ve Dayandığı Değerleri Reddediyorum

Şiddeti, hiyerarşiyi, otoriteyi, güçlü olmayı ve ölümü kutsayan militarist ideoloji, gündelik hayatın deposunda biriken eril şiddetin de kaynağıdır.


Ben Zozan Özgökçe, bu topraklarda yaşayan feminist anti-militarist bir Kürt kadını olarak militarizmi ve militarizmin dayandığı tüm değerleri reddediyorum. Militarizm, askeri değerlerin ve savaşın yüceltilmesinin yanı sıra erkekliğe atfedilen değerlerin meşruluğu ve üstünlüğüne dayanmaktadır.

Devamın oku

Türkiye Somalileşir Mi?

Somalili aç çocuk fotoğraflarındaki beyaz adamın parmak izi, silmeye çalışıldıkça büyüyen kapkara bir lekedir. Açlığın müstehcen teşhirine dönen 'Somalili çocuklar' aynı zamanda kapitalizmin daimi sömürgesi Afrika'nın günümüz oryantalist- egzotik seyir nesneleridir; bir çeşit 'safaride aslan avı' gibi...

Devamın oku

Aldatılan İnsanlar

Aldatmaca

Dünya dediğimiz yerimiz, yurdumuz olan bu gezegen üzerinde binlerce farklı din, binlerce farklı milliyet ve insan topluluklarını parça parça yönetilebilir çoğunluklara bölmüş binlerce farklı bölücü unsur mevcuttur. Bölerler bizi, ilkin derimizin rengine göre sonra inandığın tanrıya göre sonra doğduğun yere sonra konuştuğun dile sonra giyiniş şekline sonra… sonra… sonra…

Devamın oku

Kapitalizm Ormanı Yanıyor!

Ne çok kriz yaşanıyor değil mi? Bir kriz bitmeden bir kriz yaşanıyor. Daha doğrusu kriz dönemleri arasındaki zaman dilimi artık bir hayli kısa… Bundan önceki krizlerde emekçilerin başı iyice ezildiği için başkaldırma olmadı ve gerçekten sermaye birikimi kendini yeniledi, tazeledi ya da öyle göründü.

Devamın oku

Kalabalığın İçinde Ya Da İçimizdeki Kalabalık

Hayatımızın içinde hiç kimsenin karışamadığı bir süreç var; polisin, hukukun, yönetmeliklerin, kısaca organize bir otoritenin ve bu anlamda dışsal hiçbir gücün elini dokunduramadığı... Aslında gerçek hayatımız bu alanda yaşanır ve duyumsanır. Burası insanın kendi kendisiyle ilişki alanıdır. Genel olarak her bireyin ilişkilerini üç yoldan yaşadığını söyleriz; Doğayla, başkalarıyla ve kendi kendisiyle.

Devamın oku

İsraf

Neden yeni bir dünyaya ihtiyacımız var ?

Neden devletlerin ortadan kalkmasına, kaynakların insanlık için kullanılmasına ihtiyacımız var ?

Bir anlığına o süslü özel gün kutlama mesajlarını ve yanyana duran iki adamın kameralara sahte konuşmalarını unutalım.


Devamın oku

Arz ve Talep

Para hırsı denilince arz ve taleplerin bir biri peşi sıra sıralandığı kapitalizmin o aşağılık dürtüleri akla gelir. İnsanı insanlığından çıkartıp adeta sapkın bir yapıya bürünmesine bile neden olur!


Dengesizliğin dengeye hasret kaldığı bir ortamda kimi zaman insanlar insanlığından nefret etmeye başladığı anları bile gündeme getirir. Aslında nefret edilmesi gereken sistemin kendisi olan Kapitalizm değilmidir?

Devamın oku

Zenginleşen Türkiye Masalı

Başbakan sürekli aynı bilgiye kilitlenmiş: 79 yıllık cumhuriyet tarihinde yapılmayanları yapmakla övünüyor. Kendilerinin yedi yıllık iktidarında yapılan duble yolları, konutları, açılan üniversiteleri anlata anlata bitiremiyor. 2002 yılında iktidara geldiler ve Türkiye’yi refaha kavuşturduklarını sanarak, kendilerinden önceki dönemleri eleştiriyorlar. Açıkça söyleyemiyor ama, Atatürk’ün dönemi de, bu eleştirilerden payını alıyor.

Devamın oku

Deniz Feneri Operasyonu, Neden Şimdi?

Alman Federal Savcılığının bütün ısrarlarına rağmen, Zekeriya KARAMAN, Mustafa ÇELİK, İsmail KARAHAN, Zahid AKMAN gibi birçok kişinin sorgulanmasına uzun süre izin verilmedi. Dava dosyası, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş olmakla birlikte, bu kadar süre boyunca ciddi bir girişimde bulunulmamasının nedeni AKP hükümetidir. Çünkü soygun düzeninde toplanan paraların bir kısmının Erdoğan ailesine gittiği yönündeki kuvvetli şüphelerimiz boşuna değil.

Operasyonlar ülkesi Türkiye’de hemen her gün bir olay patlıyor. Sistemin ne kadar çürüdüğünü ve yozlaştırıldığını bu operasyonlarda görmek mümkündür. Ancak bütün bunların, yapıldığı dönemlere dikkat edildiğinde, ‘temiz eller’ operasyonu değil, tam bir manipülasyon ve psikolojik savaş aracı haline getirildiği görülüyor.

Devamın oku

Çürüme

1980 sonrası hızlanan toplumsal çürüme bütün tiksindiriciliği ile gözümüze gözümüze sokuluyor.

 Bütün kurum ve kişilerin 9 yıl içinde çürümüş olması düşünülemeyeceğine göre,10 Kasım 1938’den sonra başlatılan sistemli saldırı ve ihanetlerin geldiği yer burasıdır.


Geldiğimiz yerde “din din” diye yırtınanların kendi çıkarları için dinlerini ABD ve emperyalizme nasıl sattıklarını gördük.

Devamın oku

Cezaevinde Ucuz İşgücü: Kadın Mahkumlar

Cezaevlerinde meslek edindirme kursları ve atölyeler adı altında, mahkumların günlük 6 lira gibi ücretler karşılığında zorla çalıştırılması son zamanlarda sıklıkla tartışılır oldu.


Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) 30 Haziran'da çıkan bir habere göre, Denizli Bozkurt Açık Kadın Ceza İnfaz Kurumu'nda kadın mahkumlar zorla çalıştırılmaya devam ediliyor, çalışmak istemeyenler ise kapalı cezaevine gönderilmek veya görüşlerinin engellenmesi gibi cezalarla karşı karşıya kalıyor.

Devamın oku

Parasal Sistem Yer Kapma Oyunu

İçinde yaşadığımız sistem aslında basit bir yer kapma oyunundan ibaret.İnsanoğlu tarih boyu yaptığı herşeyde doğaya öykünmüştür derler ya.İşte doğanın kendi döngüsündeki güçlüler hayatta kalır ilkesinin aslında en vahşi boyutlarda bir öykünmesi bu oyun...

Devamın oku

Delete this element to display blogger navbar

 
© 2010 Sansürsüz Gerçekler | Powered by Blogger | İletişim | Gizlilik Sözleşmesi | Kurallar | Rss | Online Sohbet