İsraf

Neden yeni bir dünyaya ihtiyacımız var ?

Neden devletlerin ortadan kalkmasına, kaynakların insanlık için kullanılmasına ihtiyacımız var ?

Bir anlığına o süslü özel gün kutlama mesajlarını ve yanyana duran iki adamın kameralara sahte konuşmalarını unutalım.




Dünyada ne oluyor, çocukların beynine ilk ne kazınıyor ?

Amerikalı çocuklara öğretilene göre Tanrı'ya güveniyor ve Tanrı'dan Amerikayı kutsamasını istiyor.

Avusturyalı çocuklara ise dünyayı yönetmenin onların kaderi olduğunu sanıyor.

İngiliz çocuklar Tanrı'yı ortaya sürerek haklarını istiyor.

İskoçlar 'Beni kışkırtan cezası kalmaz diyor.'

Cebelitarık'ta doğan çocuklar hiç bir düşman tarafından fethedilemeyeceklerine inandırılıyor.

Tristan da Cunha'da ki çocuklar inançlarının onların ülkelerinin gücü olduklarına inanıyor.

São Paulo'da yetişen çocuklar 'Brezilya için' en iyisini yapmaları gerektiğine inanırken São Paulo City'de yetişen çocuklar ise çok daha alçakgönüllü(!) yetiştiriliyor. Sloganları "Bana yol gösterilmiyor, ben yol gösteriyorum.'

Danimarka'da ki çocuklar Tanrı'nın yardımı diyerek Danimarka'nın gücünü istiyor.

Dominika'daki çocuklar "Tanrı'dan sonra Dünya'yı seviyoruz." diyerek yine içten bir pazarlık içindeler.

En samimi olan ise Fiji. Çocuklara açık açık söyleniyor "Tanrıdan kork ve kraliçeyle gurur duy."

Güney Hollandalılar da 'İnandıkları Tanrı'nın yardımı ile Hollanda'nın ellerinde olduğunu düşünüyor ve çocuklara bunu öğretiyor.

İrlandalı çocuklar için insanlık kaynaklarının akıllı kullanımı bir hayal çünkü daha en baştan "Sonsuza dek Irlanda." diye öğretiliyor.

Macaristanlı çocuklar ise son derece alçakgönüllü(!).Çocuklara "Meryem Ana'nın krallığı, Macaristan'ımızın azizi" diyerek Meryem Ana'yı bir bürokrat gibi göstermekten kaçınmıyorlar.

Samoalı çocuklar ise "Tanrı Samoa'nın temelinde" diyerek ülkenin Tanrı'yı ülkenin kurucusu gösteriyorlar.

Uganda'lı çocuklar da farklı değil "Tanrı ve Ülkem İçin" diyerek büyütülüyorlar.

Liste uzayıp gidiyor.

Kısaca; devletler çocukların zihnine dünya kaynaklarının akıllı kullanımı, bilimin egosuz olması nedeni ile insanlık için bir çözüm aracı olacağı, yalıtılmış kabileci insanın yerini global insana bıraktığından pek de bahsetmiyor.

Bunun yerine Tanrı'nın kendi ülkelerini koruduğunu ve ülkenin asıl büyümesini isteyenin manevi bir otorite olduğunu öğretiyor.

Ama burada küçük bir sorun var..

Tanrı aynı anda hem dünyayı yönetmenin Macarların kaderi olduğunu hem de özgür bir Samoa'nın kurulması gerektiğini isteyecek değil.

Bir yandan sürekli Amerika'yı kutsarken bir yandan Fiji Kraliçesini, 'Fiji' nin kraliçesi olduğu için ön planda tutacak değil.

Aslında ona inanan bu ülkelerin devlet yöneticilerinin tamamı inanç sistemlerinde Tanrı'nın özel bir devleti korumadığını biliyor.

Peki sizce çocuklara neden aksi öğretiliyor..

Ünlü komedyen George Carlin'in deyimi ile burada birileri vaktini boşa harcıyor.

Yoksa hepsi olmasın ?


Buğra Ayan

Delete this element to display blogger navbar

 
© 2010 Sansürsüz Gerçekler | Powered by Blogger | İletişim | Gizlilik Sözleşmesi | Kurallar | Rss | Online Sohbet