"Tarım Emperyalizmi" Afrika'yı Aç Bıraktı

ABD’li ‘kapitalist akıl babası’ Henry Kissinger şöyle buyuruyor;


‘Gıdayı kontrol ederseniz insanları kontrol edersiniz’

Yeryüzünde, matematiksel olarak herkese yetecek miktarda gıda üretiliyor. Tarımın makineleşmeyle geliştirilmesi, verimin arttırılmasına yönelik bilimsel araştırmalar ve sulu tarımın yaygınlaşmasıyla insanlık tarihinde öncesi görülmemiş bir gıda üretim ve bolluğu söz konusu. Hatta kişi başına düşen gıda miktarının yaklaşık 2,5 kg olduğu göz önünde bulundurulursa, açlığı bir kenara bırakın, insanlar dengeli beslenecek ve belki de aşırı kilolarından yakınacaklardı. Fakat, gerçekler ve mevcut durum bunun tam tersi.


Yeryüzünde yetersiz beslenen insan sayısı 888.280.854; bir gün içinde açlıktan ölen insan sayısı 17.330; bu yıl açlıktan ölen insan sayısı 4.178.911.

Diğer yandan, şu anda yeryüzünde 1.122.995.850 insan aşırı kilolarından şikayetçiyken, obezite hastalığına yakalananların sayısı da 334.610.467.

Neticede insanlar, dünyada yeterince gıda olmadığı için değil, alım güçleri ve paraları olamadığı için, yani yoksul oldukları için açlık riski altında hayatlarını sürdürüyorlar; yani bir yandan bazı insanlar açlıktan ölürken, diğer yandan bazıları da obez hastalığına yakalanıyor.

Durum böyleyken yaşanan bu adaletsizliğin, eşitsizliğin ve dengesiz gıda dağılımının sebeplerini ve müsebbiplerini araştırmak ve bilmek, açlık sorununu çözmede yerinde ve sağlıklı bir yaklaşım olur.

Açlığın temel nedenlerinden birisi de ‘tarım emperyalizmi’...

Afrika bir de bu yüzden aç

Nasıl oluyor da Etiyopya, çok geniş tarım arazilerine sahip olmasına karşın, kıtlık sorunu yaşıyor?

Mısır ve tahıl ekili hektarlarca genişlikteki tarım alanları yemyeşil bir manzara oluşturuyor. Bu ekili alanlar, ne Avrupa’da ne de Amerika Birleşik Devletleri’nin batısında yer alıyor. Tarlalar, çok sayıda insanın kıtlıkla karşı karşıya olduğu Etiyopya’da bulunuyor.

Ülkede tarım yapılabilecek yeterli arazi olmasına rağmen, insanlar açlık çekiyor. Söz konusu tarlalar ise yabancı yatırımcılar tarafından satın alınarak veya kiralanarak, endüstriyel tarım için kullanılıyor. Bu, uzmanlar tarafından “tarım emperyalizmi” olarak adlandırılıyor. Etiyopya hükümeti, bu şekilde döviz gelirlerinin ve tarım alanında teknik bilgilerin artırılmasını ümit ediyor. Ülkedeki verimli tarım alanlarının büyük bölümü hâlâ kullanılmıyor.

Etiyopya Tarım Bakanlığı’nın eski çalışanlarından, şu sıralar Bonn Üniversitesi’nde araştırma yapan Dawit Tesfaye, Etiyopya’nın yabancı yatırımcılar neden cazip bir ülke olduğunu şu sözlerle açıklıyor: “Bir yatırımcı sadece ihracat yapmak için üretim yapıyorsa, beş yıl vergiden muaf oluyor. Ama bir yatırımcı iç pazara yönelik üretim yapıyorsa, iki veya üç yıl vergiden muaf tutuluyor.”

Etiyopya hükümeti geçen yıl üç milyon hektar verimli tarım alanını kiraya çıkardı. Afrika’nın birçok ülkesinde hükümetlerin, tarım arazilerini yabancı yatırımcılara sattığı veya kiraladığı gözlemleniyor. Büyük yatırımcılar, Hindistan, Pakistan, Suudi Arabistan ve Çin gibi ülkelerden geliyor. Ağırlıklı olarak biyo-yakıt elde etmek ya da kendi ülkelerindeki gıda ihtiyacını karşılamak üzere ekim yapılıyor.

Tarım ürünlerinin sadece bir bölümü Afrika’da piyasaya sürülüyor. Washington Amerikan Üniversitesi’nden Çin-Afrika ilişkileri uzmanı Deborah Braeutigam, ürünlerin Afrika piyasasında yer almasının, halka büyük bir yararı olmadığını belirtiyor. Braeutigam, bunun nedenini “Çinliler, örneğin Zambia’da yerel tarım piyasasına da yatırım yapıyor. Ancak bu iç pazar için sorun yaratabilecek bir durum. Çünkü Çinliler, kendi buğday, mısır ve büyük baş hayvanlarıyla Zambialı çiftçilerle rekabet ediyor” sözleriyle açıklıyor.

Tarım alanlarının yabancı yatırımcılara kiralanması veya satılması, Afrika Boynuzu’nda yaşanan kıtlığın nedenlerinden biri olarak görülüyor. Kıtlıktan, Etiyopya, Somali, Kenya ve Cibuti’de yaklaşık 12 milyon kişi etkileniyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Afrika Danışmanı Günter Nooke, kıtlığın farklı nedenleri olduğuna dikkat çekiyor:

“Afrika Boynuzu’ndaki kıtlığın nedenlerini anlamak kuşkusuz biraz zor. İklim değişikliği ve aşırı hava koşulları nedeniyle kuraklık ve seller yaşanabiliyor. Elbette başlıca sorunlardan biri de Somali. Devlet sistemi çalışmıyor, ülkede hükümet yok. İnsanlar da, yiyecek ve içecekleri kalmadığı zaman Kenya’nın kuzeyine veya Etiyopya’ya kaçıyor.”

Somali’den binlerce kişinin komşu ülkelerdeki mülteci kamplarını doldurması, bu ülkelerde de kıtlık tehlikesini artırıyor.

Etiyopya Tarım Bakanlığı’nın eski çalışanı Dawit Tesfaye, Afrika hükümetleri tarım politikalarını değiştirmezse, gelecek yıllarda durumun daha da kötüleşmesinden kaygı duyuyor. Tesfaye, tarım alanlarının yabancı yatırımcılara bir iki yıllığına değil, 80 veya 90 yıl gibi oldukça uzun bir dönem için kiralandığına dikkat çekiyor.


Çeviri: Jülide Danışman

Delete this element to display blogger navbar

 
© 2010 Sansürsüz Gerçekler | Powered by Blogger | İletişim | Gizlilik Sözleşmesi | Kurallar | Rss | Online Sohbet